Yetişkin Eğitimi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2-3, Mayıs-Kasım 2019

  • YENİ SAYI
    Kapak ve Künye
  • EDİTÖRDEN
    Merhaba

    Yeni sayımızı biraz geciktirdik. Yetişkin eğitimi ile ilgilenen okurlarımıza yeterince güçlü bir dergi sunabilmek için zamana ihtiyacımız vardı. Beklemeye değdiğini umarız. Göreceğiniz üzere bu sayımız oldukça dolu. Dergimizde yetişkin eğitiminin akademik ve pratik gündemi ile ilgili nitelikli yazılar bulacaksınız.

  • HAKEMLİ MAKALE
    Bir Yaşam Boyu Öğrenme Mecrası Olarak Türkiye’de Planlı Dönem Kültür Politikaları

    Kültürel alan, çok disiplinli bir öğrenme alanı olan yaşam boyu öğrenme için oldukça geniş öğrenme fırsatları içeren bir mecradır ve bu çalışmada kültür - sanat adı altında gruplandırılan etkinlikler olarak kullanılmaktadır. Bu bakımdan; performans ve görsel sanatlar, sanat okulları, müzeler ve arşivler, galeriler, kültürel miraslar, kültür merkezleri, müzisyenler, yazarlar ve kütüphaneler gibi birçok fırsatı içerir. Bu alan, her biri yaşam boyu öğrenme fırsatı olan zengin içeriği dolayısıyla bireylerin bütünsel gelişimine sunacağı katkılar göz önüne alınarak politika ve strateji geliştiricilerce öncelenmesi gereken alanlardandır. Ülkelerin kültür politikaları ve kültürel katılım birey ve toplumların tüm yönleriyle gelişimi için kritik önemdedir. Bu bağlamda çalışmada, yaşam boyu öğrenme alanı olarak değerlendirilebilecek olan kültürel alanı biçimlendiren kültür politikalarının Türkiye’deki görünümü ele alınmıştır. Çalışmada, doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Kurumsal dokümanlar olarak kültür politika belgelerinden olan Kalkınma Planları ve Milli Kültür Şura Kararları incelenmiştir. Araştırmada toplanan veriler betimsel analiz tekniğiyle incelenmiştir. Politika belgelerine kültür açısından bakıldığında, Türkiye’de tutarlılığı ve sürekliliği olan bir kültür politikasının oluşturulamadığı görülmektedir. Kalkınma Planlarında, 1980’lere dek kültüre yönelik hizmetlerde kamucu yaklaşım hâkim olmuştur. 1980 sonrası dönemde ise, kültür politikalarının, neoliberal dönemin gereklerine uygun biçimde piyasa dinamiklerine göre şekillendiği ve özelleştirmelerin gündeme geldiği görülmektedir. 2000’li yıllardan itibaren kültürel alanın daha belirgin biçimde verili sosyo ekonomik yapıya uyarlandığı ve kültür sanat faaliyetlerinin ekonomik getiri bağlamında ele alındığı,  kültürel alanda özel girişimlere ve STK’lara alan açan yaklaşımın ön plana çıktığı görülmektedir. Çalışma, kültür politikalarının siyasi ve ekonomik yapıyla ilişkili olarak yıllara göre değişim seyrini ve kültür sanata ilişkin resmi perspektifi irdelemektedir.

    Anahtar Kelimeler: Yaşam Boyu Öğrenme, Kültürel Alan, Kültür Politikası

    The cultural sphere is a multidisciplinary field of learning, with a wide range of learning opportunities for lifelong learning, and is used as activities grouped under the name of culture and art. In this respect; the cultural sphere includes a large number of opportunities such as performance and visual arts, art schools, museums and archives, galleries, cultural heritage, cultural centers, musicians, writers and libraries. Considering the rich content each with a lifelong learning opportunity, this sphere is one of the areas to be prioritized by policy and strategy developers taking into consideration the contributions to be made to the total development of individuals. Cultural policies and cultural participation of countries are critical to the development of all aspects of individuals and societies. In this regard, the case situation of cultural policies in Turkey, which can be considered as areas of learning was discussed in this study. Document analysis method was used in the study. As the institutional documents, the Development Policy of the Cultural Policy Papers and the Decisions of the National Cultural Council were examined. The data collected in this study were analyzed with descriptive analysis technique. Considering the policy documents in terms of culture, the creation of a cultural policy cannot be seen with consistency and continuity in Turkey. In the Development Plans, the services of culture were dominated by public duty and state responsibility until the 1980s, In the post-1980 period, it was seen that the cultural policies were shaped according to the dynamics of the neoliberal period according to the market dynamics and that the privatizations came to the agenda. Moreover, since 2000s, culture has shifted to the meaning of socio-cultural structure; culture and art activities have been considered in terms of economic return and the understanding that responsibility should be given to private enterprises and NGOs in the cultural field has brought to the forefront. In this study, the change of cultural policies in relation to the political and economic structure and the official perspective on area of cultural and art are examined.

    Keywords: Lifelong Learning, Cultural Area, Cultural Policy

  • HAKEMLİ MAKALE
    Keçiören Halk Eğitimi Merkezi’ndeki Yetişkinlerin Özdoyum Kurslarına Katılım Örüntüleri

    Bu araştırmada, Keçiören Halk Eğitimi Merkezi’nde 2016-2017 eğitim öğretim yılı bahar döneminde düzenlenen kurslara katılan yetişkin öğrenenlerin özdoyum kurslarına katılma nedenleri, kursların sağladığı katkılar, kurslara katılımı destekleyen unsurlar, kurslara katılmalarını güçleştiren veya engelleyen nedenleri katılımcı yetişkinlerin görüşleri doğrultusunda incelenmiştir. Bu doğrultuda araştırmada kurslara katılan yetişkin öğrenenlerin demografik özelliklerine yer verilmiştir. Bu araştırmada nitel yöntem kullanılmıştır. Özdoyum kurslarına katılan 25 yetişkin öğrenene görüşme formu uygulanmıştır. Görüşme formu iki bölümden oluşmuştur. Birinci bölüm, katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini ortaya çıkarmayı, ikinci bölümü ise araştırmanın alt amaç sorularına açıklık getirmeyi amaçlayan 5 temel soruyu kapsamıştır. Elde edilen verilere göre özdoyum kurslarına katılan yetişkin öğrenenlerin katılım amaçları; sosyalleşmek, öğrenme isteği, günlük rutinden uzaklaşma, mesleki amaçlar, sağlıklı yaşamak; eğitimin sağladığı yararlar özgüven artışı, zamanı verimli değerlendirme, meslek sahibi olma beklentisinin oluşması, psikolojik iyileşme; yetişkinlerin kurslara katılımını destekleyen unsurlar; eğitici tutumu, öğrenme ortamı, eş ve arkadaşların teşvik etmesi ve yetişkinlerin kurslara katılımını güçleştiren nedenler; ev işleri ve ailevi sorunlar, maddi güçlükler, ulaşım-mesafe, eğitim ortamının fiziksel yapısı, yaşa bağlı engeller ve çevrenin tepkisi başlıkları altında sınıflandırılmıştır.

    Anahtar Sözcükler: Halk Eğitimi Merkezi (HEM), Yetişkin Eğitimi, Katılma, Özdoyum, Kurs

    In this study, the reasons of participation of adult learners, the contributions of the courses, the elements that support participation in the courses, the reasons that make it difficult to participate in the courses are examined according to the opinions of the adults participants in the courses held in the spring term of 2016-2017 academic year in Keçiören Public Education Center. In this respect, the demographic characteristics of the adult learners participants in the courses are given. Qualitative method was used in this research. The interview form was applied to 25 adult learners who participated in self actualization courses. The first part included five basic questions aimed at revealing the socio-demographic characteristics of the participants and the second part clarifying the sub-objective questions of the research. According to  the participation patterns of adult learners who participate in the self-actualization courses are categorized under the topics of socialization, desire to learn, daily routine, professional goals, and healthy wellbeing; the benefits of courses are categorized under the headings of self-confidence, quality time, professional expectation, and psychological recovery; factors supporting the participation of adults in courses  are classified under the headings of teacher’s attitude, learning environment, encouragement of spouses and friends and barriers to adult participation  in courses are classified under the headings of  household and family problems, financial difficulties, transportation-distance, physical structure of educational environment, age-related obstacles and environmental reaction.

    Keywords: Public Education Centre (PEC), Adult Education, Participation, Self-Actualization, Course

  • HAKEMLİ MAKALE
    Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi Metodolojileri: Genel Bakış ve Sorunlar

    Yetişkin Eğitimi ve Karşılaştırmalı Eğitim kavramlarından ortaya çıkan Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi alanı gerek nitel, gerekse nicel araştırmaların yapıldığı bir alandır. Ancak Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi alanında “karşılaştırma” yöntemine ilişkin  sorunlar göze çarpmaktadır. Bu sorunlar yedi başlıkta ele alınabilir: 1) Karşılaştırmanın Üçüncü boyutu (a tertium comparationis) sorunu,  2) Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi araştırmalarında toplumsal göstergelerin kullanılması sorunu, 3) Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi çalışma konuları sorunu, 4) Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitiminin bir alan mı, disiplin mi, akım mı olduğuna ilişkin sorun, 5) araştırmaların kapsamları/ eksik metodolojiler sorunu, 6) veri toplama sorunu, ve 7) göstergelerin eksik oluşu sorunu. Özellikle birinci sorun en göze çarpan metodoloji sorununu işaret etmektedir. Diğer bir deyişle, iki ya da daha fazla unsur, grup, ülke ya da okul sistemi karşılaştırılırken, sadece benzerlikleri ve farklılıkları listelemek karşılaştırma çalışması değil, bir çeşit değerlendirme çalışmasıdır. Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi araştırmaları bu sorun ile beraber çeşitli başka sorunları da barındırmaktadır.  Diğer yandan, bu makalenin amacı Karşılaştırma yöntemine ilişkin sorunları ele almak ve sonrasında beş farklı Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi metodolojisini  betimsel olarak sunmaktır. Bunlar, a) Charters’ın Standartlar Metodolojisi, b) Sorun Yaklaşımı Metodolojisi, c) Durum Çalışmaları, d) Temellendirilmiş Kuram, ve 3) Duman’ın Kuramsal, İdeolojik ve Pratik (KİP) Araştırma Metodolojisidir. Bu yöntemlerin önemi ise Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi araştırmasının sadece listelemek değil, farklılık ve benzerliklerin dayandığı siyasal, toplumsal, ekonomik, kültürel ve ideolojik nedenlerin ortaya çıkarılarak yapılması gerektiği konusudur. Bu amaçlarla, makalenin birinci bölümünde karşılaştırma metodunun daha iyi anlaşılması amacıyla, metodoloji, metot, araştırma paradigmaları konuları ele alınmış, sonrasında karşılaştırmalı yetişkin eğitimi araştırmalarında öne çıkan sorunlar yedi başlık altında gruplandırılmış ve son olarak Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi araştırmalarının kapsam ve önemini vurgulamak ve bu  alanda daha verimli çalışmalar yapılması amacıyla beş metodoloji betimsel olarak sunulmuştur.

    Anahtar Kelimeler: Metodoloji, Yetişkin Eğitimi, Karşılaştırmalı Yetişkin Eğitimi

    Comparative Adult Education, which emerged from Adult Education and Comparative Education, is a study field that comes with confusion. According to Alexander N. Charters and Dilnawaz A. Siddiqui (1989), most of the studies barely go far beyond evaluative research that points out only similarities and differences between two or more school systems, national education, or organizations, etc. There are several reasons for this confusion. In this article, mainly seven of them analyzed. These are 1) the issue of “the third” part of the comparison, 2) the issue of use of social indicators, 3) the issue of what to include in the comparative study 4) the issue if comparative adult education a field, a discipline or an approach, 5) the issue of scope of comparison with insufficient methodologies, 6) the issue of data collection and finally 7) the issue of insufficient indicators. Here, the problem of insufficient methodologies leads to mere evaluative research as stated above. However, the main purpose of comparative adult education research is to study those comparable issues, concerns and phenomena across political, cultural and ideological boundaries. In this article, five methodologies are (re)introduced for the sake of covering diverse territories of comparative adult education research. These methodologies are a) Charters’ Standards Methodology, b) Problem-Based Approach, c) Case Study, d) Grounded Theory, finally, e) Duman’s Theoretical-Ideological-Practical (TIP) methodology. All these research methodologies indicate the significance of handling issues from political, social, economic, cultural and ideological perspectives.

    For these purposes in this article, first methodology, method and paradigms are defined before what it is and what it is not comparative method. Then, major issues of Comparative Adult Education are analyzed under seven topics, then, finally, five Comparative Adult Education methodologies are suggested to indicate the scope and significance of research methodology in this field.

    Keywords: Methodology, Adult Education, Comparative Adult Education

  • HAKEMLİ MAKALE
    Aydınlanmanın Öğretmeni Niyazi Altunya

    Bu çalışma eğitimci, sendikacı, araştırmacı ve yazar Niyazi Altunya’nın düşüncelerini ve çalışmalarını içine alacak şekilde biyografik portresini çizmeyi amaçlamaktadır. Araştırma Altunya’nın yetiştiği çevreyi, düşünce dünyasını şekillendiren koşulları, deneyimlerini ve araştırmalarını içermektedir. Öğretmen örgütlenmesi, köy enstitüleri, eğitim hakkı, laik eğitim ve öğretmen yetiştirme Altunya’nın önemle üzerinde durduğu konular olup çalışmalarının da eksenini oluşturmaktadır. Doğduğu ve yetiştiği dönem itibariyle eğitim alanında birçok değişim ve dönüşüme tanıklık etmiş ve bu süreçlerin içinde yer almış olan Niyazi Altunya’nın yaşamı ve çalışmaları, dönemin siyasal ve kültürel arka planıyla birlikte ele alınmıştır.

    Bu çalışmada veriler belgeler ve görüşmeler aracılığıyla toplanmıştır. Sözü edilen belgeler Altunya’nın deneyimlerini paylaştığı ve düşüncelerini ortaya koyduğu çalışmaları olup, bu belgelerden elde edilen bulguların güvenilirliği görüşmeler yoluyla desteklenmiştir. Sonuç olarak, Niyazi Altunya’ya ilişkin biyografik çalışmayla Türkiye eğitim tarihinde örnek alınması ve ders çıkarılması gereken önemli bir birikimin olduğu ve bu birikimden yararlanılması gerektiği saptanmıştır.

    Anahtar Sözcükler: Niyazi Altunya, biyografi, eğitim, örgütlenme, laiklik

    This study aims to depict biographical portrait of educator, trade unionist, researcher and writer Niyazi Altunya through his thoughts and works. The thesis embodies the environment in which Altunya grew up, conditions that have shaped his world of thought, his experiences and his researches. He has elaborated his studies in teacher organisation, village institutes, right to education, secular education and teacher training and these topics establish the framework of his main works. He has been witnessing several changes till early years of his life and he took part in these processes. Niyazi Altunya’s life and works are reviewed with political and cultural background of the era. The data in this study has been gathered via documents and interviews. The documents are the works in which Altunya shared his experiences and thoughts; reliability of the findings obtained from the documents has been supported by interviews. As a result of this biographical study, it is determined that Niyazi Altunya has significant fund of knowledge that should be taken as an example and benefited from, in Turkey’s education history.

    Keywords: Niyazi Altunya, biography, education, organising, secularism

  • HAKEMLİ MAKALE
    Teknoloji Okuryazarlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu ile Yetişkin Yeterliliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı Verileri Kapsamında Ülkemizde Teknoloji Kullanım Durumu

    Sosyal, kültürel, ekonomik ve politik gelişmeler birey ve toplum ihtiyaçlarının sürekli değişmesine neden olurken, kültürel pratikler dahilinde toplumsal olarak kurgulanan okuryazarlık olgusunun içeriği de farklılaşan ihtiyaçlar bağlamında değişmektedir. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojileri alanında son yıllarda yaşanan gelişmeler sonrasında okuryazarlığın teknoloji kavramıyla ilişkilendirildiği görülmektedir.

    Günlük yaşamın her alanına dahil olan teknoloji, bireylerin yaşama şekillerini ve iş yapma biçimlerini büyük oranda etkilemektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin belirleyici olduğu yeni düzende farklı sosyal, kültürel ya da ekonomik arka plana sahip olan bireylerin, teknolojiyle çevrili hayata dahil bir şekilde çevrelerine uyum sağlayabilmeleri, birey olarak toplumda var olabilmeleri ve teknolojinin sunduğu imkanlardan yararlanabilmeleri için teknolojiyle ilgili yeterliliklerini geliştirmeleri ve birer teknoloji okuryazarı olmaları önem arz etmektedir.

    Bu çalışmada, Türkiye’de teknoloji okuryazarlığı ve teknoloji kullanım durumunun ne olduğunun temel düzeyde analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç çerçevesinde, ülkemizde bilgi ve iletişim teknolojilerinin temeli olarak görülebilecek bilgisayar ve internet teknolojisinin bireyler arasında edinim ve kullanım durumunun ne olduğu sorusuna yanıt aranmaktadır. Çalışmada, Türkiye İstatistik Kurumu ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nden elde edilen veriler esas alınmaktadır. Bu kapsamda, çalışmanın genel amacına uygun olarak, ülkemizde teknoloji kullanımıyla ilgili genel bir perspektif sunması nedeniyle, öncelikle, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yürütülen Hane Halkı Bilgi Teknolojileri Kullanım Araştırması’nın yaş, cinsiyet, eğitim ya da işgücü durumu, icra edilen meslek gibi farklı parametrelere bağlı çıktıları analiz edilmektedir. Sonrasında ise ülkemizin durumunun uluslararası alanda değerlendirilebilmesi amacıyla, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından yürütülen Yetişkin Yeterliliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı’nın teknoloji kullanımına ilişkin sonuçlarına değinilmektedir. Alanyazın taraması ve belge taraması yöntemleriyle elde edilen veriler, tanımlayıcı araştırma yöntemine uygun olarak analiz edilmektedir.

    Hane Halkı Bilgi Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarından, her ne kadar bazı değerlendirme parametrelerinde yüksek kullanım oranları görünse de, bireyler arasında bilgisayar ve internet kullanım oranlarının genel olarak henüz yeterli seviyede bulunmadığı görülmektedir. Özellikle kadın, yaşlı, eğitim seviyesi düşük ya da işgücüne dahil olmayan bireyler gibi toplumda halihazırda sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda dezavantajlı konumda bulunan bireylerin bilgisayar ve internet teknolojilerini toplumun diğer kesimlerine oranla halen sınırlı bir biçimde kullandığı görülmekte olup, söz konusu bireyler arasında bu kapsamda bir teknoloji okuryazarlığından bahsedilememektedir. Öte yandan, Yetişkin Yeterliliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı’nın teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme becerisine yönelik araştırma sonuçları ülkemiz açısından daha olumsuz bir tabloyu ortaya koymakta olup, 16 ile 65 yaş arası yetişkinlerimizin en alt düzey yeterliliklerinin bulunduğu, söz konusu bireylerin sadece %0,9’unun üst düzey beceri sınıfına dahil olabildiği ve ülkemizin tüm değerlendirme düzeylerinde diğer ülke ortalamalarının gerisinde kaldığı görülmektedir. Her iki araştırma çıktısı da göstermektedir ki, ülkemizde halen geniş bir kesim, teknolojinin yeterli kullanılamıyor olmasına bağlı olarak onun olası imkanlarından faydalanamamaktadır. Bu itibarla, ülkemizdeki bireylerin geleneksel anlamıyla okuryazarlıklarının artırılmasının yanı sıra, teknolojiyle ilgili yeterliliklerinin geliştirilmesi ile onların teknoloji okuryazarı olan birey konumuna getirilmeleri, günümüzde en azından teknolojiden ve teknoloji kullanımından kaynaklanan dezavantajların aza indirilmesi, giderilmesi ve bölünmelerin engellenmesi açısından önem taşımaktadır.

    Anahtar kelimeler: Okuryazarlık, Teknoloji, Teknoloji Okuryazarlığı, Hane Halkı Bilgi Teknolojileri Kullanım Araştırması, Yetişkin Yeterliliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı

    While social, cultural, economic and political developments lead to a constant change in individual and community needs, the content of socially constructed literacy within cultural practices changes in the context of differentiated needs. It is seen that literacy is associated with the concept of technology especially after the developments in information and communication technologies.

    Technology, which is included in every field of daily life, greatly influences the way people live and their way of doing business. In a new system where information and communication technologies start to integrate to every aspect of daily life profoundly, it is important that they develop their technology competencies and become a technology literate. This is important in order for individuals to adapt to their environment in a way that is surrounded by technology, to exist in society as an individual and to benefit from opportunities that come with technology even if they have different social, cultural or economic backgrounds.

    This study firstly focuses on the acquisition and use of computer and internet technology, the basis of information and communication technologies, among individuals based on different parameters such as age, gender, education or workforce status and the profession. The study also aims to put forward the situation in our country in terms of technology literacy, which emerges as one of the many literacy concepts, in the context of everyday practices and needs that change as a result of the spread of information and communication technologies.  To this end, the results of the Household Use of Information Technologies Research which is conducted by Turkey Statistical Institute (TUIK) are used. Afterwards, the results of the International Assessment of Adult Competencies (PIAAC) Program carried out by the Organization for Economic Co-operation and Development (OECD) are discussed in order to evaluate the situation of our country in the international arena.

    According to the results of the research conducted by TÜİK, although there are high utilization rates in some evaluation parameters, the rates of computer and internet use among individuals are generally not yet sufficient. It is seen that individuals who are already disadvantaged in social, cultural and economic terms in the society such as women, the elderly, individuals with low education level or those who are not in the labor force, still use computer and internet technologies in a limited way compared to other segments of the society. Thus, due to the inadequate use of technology, the sector in question is not able to benefit from the possibilities that exist in a large area where technology is nowadays being used. However, the social, cultural and economic development of individuals is taking place in a way that is related to technology and the fact that technology can be used in many areas is considered as a prerequisite. For this reason, not only the technology dimension, but the differentiation in all areas of life is growing, which results in a deepening gap among individuals every day.

    On the other hand, when the results of PIAAC are examined in terms of problem solving skills in technology intensive environments, a more desperate situation is encountered. According to the results, through which it can be observed that individuals between the ages of 16 and 65 have the lowest level qualifications in terms of problem-solving skills in technology-intensive environments (only 0.9% of the individuals have been included in the upper-level skills class), our country is far behind the averages of OECD countries with the points received at each level of evaluation. According to this, it is not possible to talk about a technology literacy which is widely defined in the literature as an individual who is aware of technology, acquires technology, uses and develops critical thinking.

    Considering the emphasis made by international institutions and organizations such as the European Union or the United Nations, in addition to the traditional definition and meaning of literacy, it can also be seen as a tool for inclusion in society.  Along with the inclusion of the technology, which is related to this phenomenon and which enables the expansion of the content of the concept, the natural result of the individual's self-realization will depend on his / her ability to use technology and technology today. Therefore, to reach information and communication technologies in our country, to obtain the technologies in question, to integrate these into life as necessary and to use them, in short, to be a technology literate is considered valuable for every disadvantaged person in society such as the elderly, disabled, women and individuals with economic or educational disabilities, who need to be given special attention, especially in terms of being included in life socially, culturally and economically, without discrimination. Considering the fact that young people are easily adapting to the changes that come with technology due to the fact that they have grown up in a technology-intensive world, and that they use the computer and internet as the basic part of the information and communication technologies, enabling adults to become technology literate is regarded extremely important. Increasing adults’ competencies related to technology, evaluating the relations between technology and their use of technology on a regular basis by investigating them, and implementing the policies that will make them a technology literate depending on the results obtained are also of great importance for preventing the disadvantages, splits and gaps arising from the existing conditions in our country from reaching the larger dimensions. As Kellner (2001: 110) states, there is a division between those who have and use information technology and those who do not have or cannot use the technology in question. The division in question is the biggest obstacle to the development of political and social equality and democratic society among individuals.

    Keywords: Literacy, Technology, Technology Literacy, The Household Use of İnformation Technologies Research, The International Assessment of Adult Competencies

  • TARİHİMİZDEN
    Özgürlük ve Eşitlik İçin Praksis: Highlander Halk Okulu

    Tüm dünyada eşitlikçi ve özgürlükçü idealleri hayata geçirmek için halk eğitiminin gerekli olduğunu düşünen insanlar birbirlerine akıl ve tecrübe kaynağı oluşturuyorlar. Başlangıçta işçilerin hakları için yola koyulup zamanla ABD’nin güneyindeki Sivil Haklar Hareketi için adeta bir odak noktasına dönüşen Highlander Halk Okulu hem bu kaynaklardan beslenmiş hem de eğitim tarihinde yetişkinler için eşitlikçi bilgi üretimi dendiğinde akla gelmesi gereken bir kaynağa dönüşmüştür.

  • RÖPORTAJ
    Yetişkin Eğitimi Mezunlarının Deneyimleri Üzerine Canan Aratemur ile Röportaj

    Uzun yıllardır kurumsal akademilerde yetişkin eğitim faaliyetleri düzenleyen ve uygulayan, aynı zamanda akademik olarak da yüksek lisans ve doktora çalışmalarını yetişkin eğitimi alanında tamamlayan Dr. Canan Aratemur ile yetişkin eğitimi zorunlu yapan ihtiyaçlar, yetişkin öğrenmesi için gerekli ortamların nasıl olması gerektiği, kullandığı yöntemler üzerine konuştuk.

  • ÇEVİRİ
    Öğrenmeye Kapsamlı Bir Bakış

    Knud Illeris 1970’lerden itibaren İskandinavya'da kuram ve uygulama üzerine yaptığı proje çalışmaları ile tanınmaktadır. Illeris’in çalışmasında, temel olarak Jean Piaget’in öğrenme yaklaşımı ile Freud’un psikolojisini Marxist sosyolojiye bağlayan Alman-Amerikan Frankfurt Okulu’nun “eleştirel kuram”ı bir araya getirilmektedir. 1990’lı yıllarda Illeris öğrenme kuramının köklerine dönmüş, pekçok başka kuramsal yaklaşımı da dahil ederek ilk olarak “Three Dimenisons of Learning” kitabında ortaya koyduğu, daha sonra da “How We Learn: Learning and Non-Learning in School and Beyond” kitabında tamamladığı öğrenme kavrayışını geliştirmiştir. Burada okuyacağınız metin, bu öğrenme anlayışının ana fikirlerini sunmaktadır ve Illeris'in 2006'da Kopenhag'daki bir konferanstaki sunumunun ayrıntılı bir versiyonudur.